Camiler
Cizre Ulu Camii
639 yılında kiliseden camiye çevrilmiştir. Abbasi döneminde onarıma alınmıştır.1160 yılında Cizre Emiri Baz Şah ın oğlu Emir Ali Sencer tarafından büyük onarıma alınmış olup,minaresi 1156 yılında dört köşe şeklinde yapılmıştır. Cizre Ulu Cami, ortası delik büyük değirmen taşlarına benzer taşların üst üste konulup sütun yapılması ile üzerlerine kubbeler konulmak suretiyle yapılmıştır. Bu kubbeler demir köşebentlerle birbirlerine sütunlar bağlanarak sağlamlaştırılmıştır. Her kapının üzerinde kur an-ı Kerim ayet ve sureleri bulunur. Büyük demir kapısı şu anda Topkapı Sarayı Müzesi’nde 1983 ten beri muhafaza altına alınmıştır. Üzerinde gümüş motifler, bakır şekiller, kufi yazılar bulunmaktadır. Cizre Ulu Cami kapı tokmakları dünyaca meşhur bir oymacılık sanatının en mühim şaheseridir. Fizikçi ve sanat adamı İsmail Ebul-iz El Cezeri bu tokmakları yapmıştır. Ulu Cami mescit kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyona alınmıştır. Ancak Ulu Cami Külliyesi’nin batı, doğu ve kuzey kısımları onarıma alınması gerekmektedir.
Nuh Peygamber Camii
Tufan olayından bu yana insanlığın ikinci babası olan Nuh Peygamber
(A.S) kendi adıyla anılan camide yatmaktadır. Dağkapı mahallesinin tepe noktasında, Dicle Nehrinin coşup ulaşamayacağı bir noktada yapılmıştır. Nuh Peygamberin mezarı alt bodrum katındadır. Eski kullanılan mihrap hala durmaktadır. Caminin ikinci kat kısımları zamanla yıkıldığından halkça onarımlar yapılmış, düz beton atılmış, aslından saptırılmıştır.
Mecidiyye Camii (Ş.Seyda Camii)
Cizre Beylerinden Emir Mecduddin tarafından yaptırılmıştır. Son 43 yılda eklenen güzel şadırvan ile başka okuma bölümleri de bulunmaktadır. Cizre Kale Mahallesinde sur üzerinde bulunur.
Süleymaniye Camii
Emir Muhammet İbn Emir Şah Ali Bey, İbn Emir Bedreddin tarafından yaptırılmıştır. Bu zat 1573-1583 yılları arasında beylik yapmıştır.1307 Rumi (1891 Miladi) yılında Ş.Abdulhakim Derşevi tamir ettirerek cami haline getirmiştir. Daha sonra torunu Muhammed Nuri tekrar onu büyük onarıma almıştır.1972 yılı yazında Ş.Ahmet Munis onarıma almıştır. Cami kısmı siyah bazalt taştan yaptırılmıştır.
Sefine Camii
Şırnak İli merkezinde Cumhuriyet Mahallesindedir. Tarihi çok eski olmakla birlikte elimizde yazılı bir kaynak yoktur. Minarelidir bulunmaktadır.
Mushafireş Camii
Cizre Dağkapı Mahallesinde Yeni çarşıda bir camidir. İçinde,19l6 yılına kadar Hz. Osman tarafından Cizre’ye gönderilen bir Kur an-ı Kerim sağlam bir şekilde mevcut bulunmaktaydı. Daha sonra çıkan bir yangın sonucunda kısmen yanmıştır. Cami komşularından bir şahıs tarafından kalan kısmı kurtarılmıştır.
Mir Abdal Camii
1437 yılında Cizre Beyi Emir Abdullah (Abdal) İbn Abdullah İbn Seyfeddin Boti tarafından yaptırılmıştır. Güneyde sağda esas mescit bulunur. Üstü kubbelidir. Cizre surları üzerindedir. Bazalt siyah taştan yapılmıştır. Son onarımlarda moloz taş kullanılmıştır. Mescit kapısı işlemeli mermerden yapılmıştır. Diğer kısımları medrese olarak kullanılmıştır. Mem-u Zin türbeleri bu mescide yapışık bölümün alt kısmındadır. Sonradan caminin kuzey kısmında mescit betondan inşa edilmiştir.
Ş.Said Merhum Camii
Cizre Dağkapı Mahallesinde Bayırağa sokakta bulunur. Çok büyük bir mescidi ve içinde Ş.Said Merhum un türbesi bulunmaktadır. Camii, Bayramağa adında bir Cizreli tarafından yaptırılmıştır.
Meydan Camii
Cizre Kale Mahallesinde dörtyol mevkiinde Cizre Beyleri tarafından yaptırılmıştır. Cadde açılması ile caddenin tamamı camiden alınmıştır. Büyük bir cami kısmı olup,minaresi bulunur.Kuzey kısmı Cizre beylerine ait mezarlarla kaplıdır.
Cudi Camii
Merkez İsmet paşa mahallesindedir. Kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.
Ören Yerleri
Bâbil, Asur, Med, Guti, Selçuklu, Osmanlı, Rum, Arap, Emevi, Abbasi dönemlerine ait arkeolojik ve etnografik eserlerin bulunduğu, büyük fizikçi ve 60 makine mucidi İsmail Ebul-iz El Cezeri Müzesi Cizre ilçesinde bulunmaktadır.
Finik Ören Yeri
Cizre’ye yakın bir noktada bulunan Damlarca ve Eskiyapı köyleri arasında Finik Ören Yeri İ. Ö. 4000 yıllarına aittir. Dağlık bir bölgede yer alan kentte saray, zindan, sarnıç yerleri ve beyaz kalker taştan oyulmuş çok sayıda mağara ev bulunmaktadır. Finik Kalesinin kuzeyinde "Borzana Sitiya” adı verilen yerde kayaya işlenmiş bir kadın kabartmasıyla köyün kuzeydoğusunda yan yana duran bir kadın ve bir erkek kabartması bulunmaktadır.
Şah Ören Yeri
Cizre’nin kuzeydoğusunda, Çağlayan köyündeki Şah Ören Yeri, Cudi dağının en sivri noktasının eteğindedir. Yerleşmenin kuzeyi, doğusu ve batısı tamamı ile dağlıktır. Bu dağlık kesimlerde Düşe, Çeko, Hırabe, Kayzer, Hırd kale harabeleri yer almaktadır.
Bâbil Ören Yeri
Cizre’nin 20. km güneybatısında Suriye sınırı üzerindeki Kebeli köyünde yer alan Bâbil Ören Yerinin çevresi dikdörtgen biçiminde surlarla çevrilidir. Dış kaleyi oluşturan bu surlarda yaklaşık 30 adet burç vardır. İç kale ise daire biçimindedir. Surlar yontulmamış bazalt kayalardan, yapılar ise beyaz kalker taştan yapılmıştır.
Kasrik Ören Yeri
Şırnak-Cizre karayolunun 30. km. si üzerinde yer alan Kasrik Ören Yeri, Guti ler döneminde “Sazirka” olarak anılmaktaydı. Bir boğaz içinde yer alan yerleşmede, tarihi su bentleri, heykeller ve kent kalıntıları bulunmaktadır. Cizre ve Finik Beylerinin bu yöreyi yazlık olarak kullandıkları bilinmektedir.
Bazebde Ören Yeri
Cizre’nin 2 km doğusunda Dicle Nehri kıyısında yer alan Bazebde Ören Yeri zamanla Dicle Nehri yatak değiştirdiği için Suriye topraklarında kalmıştır. İlk çağlara ait kent kalıntıları ve ünlü bir köprüsü vardır.
Medreseler
Kırmızı Medrese
Cizre Beyliği döneminde II. Han Şeref Bey tarafından XIV. yüzyılda yaptırılmıştır. Cizre Akkoyunluların eline 1475 yılında geçerken Cizre Emirleri sürgün edilmiştir. Emir Bedrettin oğlu II. Şeref (Hanşeref) Boti Aşireti ve çevre halkının yardımı ile1508 yılında Cizre’yi alırken duada bulunmuş. ” Yarabbi ben tekrar Cizre’yi alabilsem sana bir Camii inşa edeceğim” demişti. Allah da bu duasını kabul buyurduğundan Kırmızı Medrese’yi inşa ettirmiştir. Cizre Suru’nu bu yerden yardığından surun üzerine bina etmiştir.
Cizre de Dağkapı Mahallesinin Şah Mahallesi ile kesiştiği noktada sur üzerindedir. Güneyinde Mescit ile altında Şeyh Ahmed El-Cezeri adlı meşhur müfessir, yazar, şairin türbesi ile, Cizre emirlerine ait aile mezarlığı da vardır. Medresenin içi avlulu olup, doğusunda batısında ve kuzeyinde dershaneler, yemekhane ve öğretmen lojmanları bulunur. Bunların bir kısmı halen yıkık olup, restarasyona ihtiyacı vardır.
Mihrabı beyaz taştan olup, 2.82x3. 78 ölçülerindedir. Mihrap köşegeni 55 derecedir. Mihrabın çevresini iç bükey üçgenler sıralı bir dizi ters U şeklinde sararak, altlarda da, içe doğru döner. Mihrap boşluğu yarım daire planlıdır. Mihrabın üstü basık ve tuğla kubbe ile örtülüdür.
Medresenin güneybatısında kare planlı bir oda bulunur ki çok güzel motiflerle süslenmiştir. Bu oda profesör ve baş müderris odasıdır. Şair ve yazar Şeyh Ahmet El-Cezeri kullandığı gibi, Müftü Molla Zade’nin dedelerinden Şeyh İbrahim Sori de bu odada görev yaptığından burada gömülmüşlerdir.
Medrese Cizre ye özgü kırmızı tuğlalardan örüldüğü için Kırmızı Medrese denilir.
Mir Abdal (Abdaliye Medresesi)
1437 yılında Cizre beylerinden Emir Abdullah(Abdal) İbn Abdillah İbn Seyfeddin Boti tarafından yaptırılmıştır. Bu zat Mem-u Zin olayında geçen Emir Zeynuddin’in babasıdır.
Medrese güneyde sağda büyük bir mescitten oluşmuş olup, güneyde solda dersaneler ile kuzeyde ve batıda öğrenci yemekhanesi, öğretmen öğrenci lojmanları yer almakta idi. Batıda şimdi Nusaybin caddesi tarafına açılan kapıda iki oda bir eyvan temelleri varken, son seneler de bilinçsiz düzenlemeyle bir şadırvan yapılmış, kuzeyi bir cami haline getirilmiştir. Esas mescit yıkılmak üzeredir.
Caminin tamamı siyah bazalt taştan yaptırıldığı halde, ikinci onarımlarda moloz taşlar kullanılmıştır. Mescit kısmının kapısı işlemeli beyaz mermerden yapılmıştır. Güneyde idare odalarının altında dünyaca meşhur aşk öykü sahipleri Mem-u Zin türbeleri bulunur. Abdaliye Medresesi Cizre Dağkapı Mahallesi ile mezarlık arasındadır.
Süleymaniye Medresesi (Medresetül Süleymaniyye)
Cizre beylerinden Emir Muhammed İbn-Emir Şah Ali Bey, İbn Emir Bedrettin tarafından inşa edilmiştir. İlk ataları olan Emir Süleyman Beye izafeten Medreset ül Süleymaniyye denilmiştir. 1573-1583 yılları arısında beylik yapan bu zat bu medreseyi inşa ettirmiştir.
1307(1891) Rumi yılında Ş. Abdulhakim Derşevi tarafından tamir ettirilmiştir. 1972 yılında büyük bir onarıma alınmıştır. Şu anda Muhammet Nuri Camii olarak adlandırılır.
Mecidiye Medresesi (Medresetül Mecdiyye)
Cizre beyi Emir Mecduddin Bey tarafından yaptırılmıştır. Ş. Seyda tarafından büyük onarıma alındığı için, şu anda Ş. Seyda camii olarak adlandırılır. Cizre Kale Mahallesindedir.
Şazeh Medresesi
Cizre beylerinden Mecduddin İbn Emir Abdal tarafından Cizre’nin Çağlayan köyüne yaptırılmıştır. Çağlayan köyünün içine girerken medrese solda kalır.
Kaleler
Cizre Kalesi
M.Ö.4000 yıllarında Guti İmparatorluğu tarafından Cizre Surları ile Cizre Kalesi yaptırılmıştır. Cizre Kalesi şehrin kuzeyinde Dicle Nehri kıyısındadır.360 oda ve üç katlı olarak yaptırılmıştır. Bâbil, Med ve Asurlular tarafından onarım gördüğü gibi, Abbasiler döneminde Ömer oğlu Abdulaziz zamanında yıkılan yerler tekrar onarım görmüştür.
Kale üzerinde Emir Seyfeddin İbn İzzeddin Bey tarafından Seyfiyye medresesi yaptırılmıştır. Şimdi hala kale üzerinde mihrabı bulunmaktadır.
Cizre Kalesi, siyah bazalt taştan yaptırılmış olup, bey ve saray binaları ile lojman kısımları,
mescit ve medrese, zindan, divan, askeri kısımlardan oluşurdu.
Cizre Kalesi’nin doğusunda Dicle Nehri içinde bulunan kayalar Cizre beylerinin Sadabad ve yazlık toplantı yeri idi. Sarayburnu Kapısından bir geçişi bulunurdu.
Cizre Kalesi içinde bulunan Hamidiye Kışlası (1897) Sultan Abdulhamit zamanında Alay Komutanı ve Paşa olarak tayin edilen Cizre Miran aşiretleri reisi Mustafa Paşa (Mıstı-i Miri) tarafından beyaz kalkerli taştan üç katlı olarak inşa ettirilmiştir.
Çağlayan Kalesi (Şah Kalesi)
Cizre ilçesine bağlı Çağlayan köyünde başlı başına bir tarih yaşanmaktadır. Cudi Dağı’nın yamaçlarında bulunan Çağlayan da Kayzer Kale harabeleri bulunmaktadır..Kayzer Kalesi diye adlandırılan yerde 6 adet Asur Kralı Sanherib’e ait kabartma heykel bulunmaktadır.Kral,altı değişik yerden Nuh(A.S) Gemisinin durduğu yeri göstermektedir.
Said Bey Kalesi
1800 yıllarında Bedirhan Bey zamanında yapılmıştır. Bedirhan Bey in amcaoğlu Said Bey in yaptırdığı söylenir. Said Bey Kalesi beyaz kalker taştan yapılmış bir sura sahiptir. Kapısı 2 metredir. İçinde bir köşk ve su sarnıcı bulunmaktadır. Silopi’nin Gireçulya köyünde bulunmaktadır.
Finik Kalesi
Güçlükonak ilçesine bağlı Dicle Nehri kenarında Düzova ve İdil Hendek köyleri karşısında bulunur. Çok güzel bir suru olmakla birlikte Asur ve Gudilere ait kabartma heykeller bulunur. Su sarnıçları, kayadan oyulmuş evler, gizli su merdivenleri en önemli eserlerdendir. Dünyaca ünlü şair ve mizahçı Fakı Teyran bu kalenin medresesinde yüzlerce öğrenci yetiştirilmiş
Babil Kalesi
Cizre ilçesi sınırları içinde ve şimdi Kebeli diye adlandırılan yerde Bâbil Devleti’nin başkenti bulunmaktadır. Bâbilliler, Hitit ve Asur akınları, yüzünden kendi başkentlerini şimdi Irak ta bulunan Bâbilonya’ya taşıdıklarında, kalelerinde bulunan birçok kalıcı eserle birlikte Tanrı Marduk’un ünlü heykelini de taşıdılar. Daha sonra Fransızların Suriye’yi işgalleri sırasında birçok eseri de onlar götürdüler. Geriye kalan eserlerin çoğu da bugüne kadar kaçırılmıştır. Bâbil Kalesi de zaman içinde yakılıp yıkılmıştır.
Türbeler
Nuh Peygamber Türbesi
Nuh Peygamber Tufanı ile Cizreye yerleşen Hz. Nuh (A.S) vefatından sonra, Dağkapı Mahallesinde gömülmüştür. Burası daha sonra Havraya, sonra kiliseye ve 639 yılında da camiye çevrilmiştir. Dünyanın en eski türbelerinden biridir.
Ünlü tarihçi Cizreli İbnülesin.Firuzabadi,Evliya Çelebi,Katip Çelebi,Ebubekir Helevi ve Babilli Berassus (Bersis) bu türbenin Nuh (A.S) a ait olduğunu yazarlar.
Nuh Camiinin güney kısmında caminin bodrumunda kabri şerifleri bulunur. Önce merdivenle inilirdi. Uzun ve dar bir namazgâhı geçtikten sonra türbeye varılırdı. Türbenin üzerinde bir de sanduka bulunur.
Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi
Cizre Kırmızı Medresede, güney bölümündeki mescit kısmına yapışık bir bodrum bölümündedir. Şeyh Ahmet El-Cezeri mutasavvıf, muhaddis, şair ve yazardır. Mezar bölümüne hem dışarıdan hem de içeriden varılabilir. Dışarıdan kapısı olup şu an kapalıdır. İçeriden tavan kısmı delik olup, merdivenle inilmektedir. Mezarların ana duvarı çepeçevre siyah bazalt taştan yapılmıştır. Ancak tüm medrese kırmızı tuğladandır. Kubbe kırmızı tuğladan bu siyah taşın üstüne inşa edilmiştir.
Türbede 7 kişi yatmaktadır. En güneyde Ş.Ahmet El-Cezeri bulunmaktadır. Cizre beylerinden Seyfeddin Bohti, Emir Şemseddin, Emir Hac Muhammed, Naz Susın ile emir ailesinden başka kişiler bulunmaktadır.
Mem-u Zin Türbeleri
Abdaliye Medresesi, Cizre Dağkapı Mahallesini mezarlığa bağlayan Cizre Surunun üzerinde kuruludur. Mem-u Zin türbeleri ise bu medresenin idare odalarının altında güneydoğu bölümündeki bodrumdadır. İçerde üç adet mezar bulunmaktadır. Zin, Bekir ve Mem e aittir. Mem-u Zin aşk olayı içinde ilahi bir aşk olan bir öyküdür. Bu aşk olayı Cizre Beyi Emir Zeynuddin döneminde Hicri:854 (1450-1451) yılında meydana gelmiştir.
Bateyi Türbesi
Beytüşşesap ilçesi Güneyyaka Köyü sınırları içinde Mevlit yazarı ve Şair – yazar Mella Hasan Bateyi ye aittir.
Kasırlar
Abdurrahman Ağa Kasrı
Şırnak’ta Gazipaşa Mahallesinde bulunur.19.yüzyılda yaptırılmıştır.360 odalı olarak yapılmıştır.
Ağayısor Kasrı
Şırnak’ta İsmetpaşa Mahallesinde bulunur.100 odalı olarak yaptırılmıştır.
Yusuf Ağa Kasrı
20.yüzyılda yaptırılmıştır. Şırnak ilinde bulunmaktadır.
Süleyman Ağa Kasrı
20.yüzyılda yaptırılmıştır.200 odalıdır. Şırnak’ta bulunmaktadır.
Osman Ağa Kasrı
Şırnak, Gazipaşa Mahallesinde 60-70 oda olarak yapılan bir kasırdır.
Şırnak’taki bütün kasırların ortak bir özelliği vardır. Bütün odalar genelde birbirleri ile bağlantılıdır. Kapı üstleri kemerlidir.
Mehmet Ağa Kasrı
Cizre Dağkapı Mahallesinde Bayırağa sokakta bulunur. Bir kısmı siyah bazalt taştan,bir bölümü de beyaz kalker taştan yapılmıştır.Hamidiye Binbaşısı Fettah Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Köprüler
Yafes Köprüsü (Bazıbda Köprüsü)
1164 yılında Zengi Devleti’nin veziri Cemaleddin İsfehani tarafından ikinci kez onarılmıştır. Şu anda Cizre köprüsü olarak adlandırılan bu eser, yıkıldıktan sonra bu zat tarafından tekrar yaptırılmıştır. Köprü şu anda Suriye tarafında kalmıştır.
Köprü Cizre surlarının 2 km. mesafede olmakla beraber o zamanki Cizre’nin bir mahallesi içindedir.12 adet burç üzerinde 8 gezegen kabartması bulunur. Dicle nehri solundan geçerse Suriye tarafında kalır. Şu anda su yönü Suriye tarafında kalmıştır. Köprünün üzerinde Ashabı Kehf (Uyuyanyatırlar) adları yazılıdır. İnsan ve hayvan figürleri ile süslüdür. Güneş doğduğunda her ayın başında değişik bir burca ilk ışıklarını vurur. Çok mahirane bir şekilde yapılmıştır. Üstün bir hesap ile mühendislik kullanılmıştır.
Akabin Köprüsü
İki tepe arasında bulunduğundan Arap döneminde köprüye Akabin Köprüsü denilmiştir. Fevzi ÇAKMAK Cizre’ye geldiklerinde köprüyü büyük onarıma aldırttığından bazıları Fevzi Çakmak köprüsü demişlerdir. İmadettih Zengi’nin oğlu Kutbeddin Mevduthan (1159-1170) tarafından yaptırılmıştır. Üzerinde aslan, oğlak figürleri bulunmaktadır. Köprü dört kemer ve iki göz üzerine inşa edilmiştir. Cumhuriyet öncesi ve sonrası yapılan onarımlarda köprü,üç büyük kemer ve iki göze indirilmiştir.
Cizre Köprüsü
Eski dönemlerde bir ayağı yeni köprünün yanında diğer ayağı Cizre surlarının içinde olmak üzere bir köprü bulunmakta idi. Köprü yıkıldıktan sonra,1923 yılına kadar sallardan oluşan köprü kullanılıyordu. Birçok sal ve sandal yan yana getirilip geçiş sağlanıyordu. Bunlar akşam düşmanlara karşı tedbir olarak çözülür, gündüz bağlanırdı.1968 yılında Cizre Köprüsü yeniden yapılmıştır.
Kasrik (Han Mahmut) Köprüsü(16.yy)
Şırnak iline bağlı Belde olan ve Cizre’ye 15 km uzaklıkta bulunan Kasrik (Meşeiçi) köprüsü buradadır. Bu köprünün Cizre beyi Emir Muhammet tarafından ikince kez onarıldığı ve ilk temellerinin Gutilerden kaldığı söylenmektedir.
Beyaz Köprü (Pıraspi)
Uludere yolu üzerinde olup, yapılış tarihi bilinmemektedir
Surlar
Cizre Surları
Cizre Surları Gudi İmparatorluğu döneminde yapılmıştır. Hz. Nuh (A.S) Tufanından sonra Nuh Peygamberin Cizre de yattığını ve Nuh Gemisinin Cudi Dağında durduğunu ispat etmek üzere, Cizre Surları “Gemi” şeklinde yaptırılmıştır. Nuh Nebi Camii’nin 25 m batısında bulunan Tor Kapısı, Deşt Köprüsü’nün 25 m yakınındaki Deşt Kapısı geminin küreklerini gösterir. Surun tamamı siyah bazalt taştan yaptırılmıştır. Sur, zamanla savaşlarla yıkılmış Asurlular, Bâbilliler, Medler, Emevi ve Abbasiler dönemlerinde onarılmıştır. İslam döneminde Kuran-ı Kerim’in tamamı surlara yazdırılmıştır.
Sasani Hükümdarı Erdeşir Babekan (M.Ö..241-226) döneminde Cizre Sarayburnu kapısı
Yaptırılıp, aslanlar ve kitabe konulmuştur. Nehirden Şırnak ve yaylalara buradan gidilirdi. Surun üzerinde çok sayıda burç bulunmaktadır. Dikdörtgen şeklindeki Belek Burcunu Cizre Beyi Şeref bin Muhammed bir Hanabdal yaptırmıştır.
Babil Suru
Bâbil Devleti’nin başkenti olan ve şimdi Cizre’nin bir köyü olan Bâbil de bir uygarlık söz konusu idi. Hititlerin ve çevre milletlerin saldırıları sonucu Bâbilliler başkentlerini şimdiki Irak topraklarında kalan Bâbilonya’ya götürdüler. 3000 yıla yakındır bu eserler yağmalanmaktadır. Kala kala yer altındaki değerler ile Bâbil Surlarının temelleri kalmıştır. Bütün yontulmuş taşlar dahi kaçırılmış Cizre, Derik ve çevrede kullanılmıştır. Şu anda Bâbil Surlarının temelleri bellidir.
Finik Suru
Güçlükonak ilçesinin Cizre ve Dicle tarafında kalan bir köyü olan Damlarca köyünde bulunmaktadır. Dicle Nehri sahilinde doğal kalker taştan suru olduğu gibi diğer bölümlerde de sur izleri vardır. Timur 1401 yılında burayı Dicle tarafından topa tutmuşsa da sur yıkılmamıştır. Daha sonra dağ tarafından saldırıya geçmiştir. Surun içinde kale, zindan, oturma evleri ve çeşitli bölümler vardır. Sur sınırları içinde bir bayan kabartma heykeli vardır.
Said Bey Kalesi Suru
Silopi ilçesi Aktepe Köyü civarında Said Bey Kalesi etrafına çekilmiş surdur.
Çeşmeler
Timur Çeşmesi
İdil ilçe merkezinde olup, Timur tarafından yapıldığı rivayet edilmektedir. Tabiatına uygun olmayan bir restore çalışmasıyla günümüze kadar çeşme olarak kullanılmaktadır
Kiliseler
Meryem Ana Kilisesi
İdil merkez ilçe de bulunmaktadır. Suryani Kilisesi olup, Suryani ailelerinin çoğu ilçeyi terk ettiklerinden kilise faal değildir.
Öğündük (Maryohanna)Kilisesi
İdil ilçesine bağlı Öğündük köyündedir. Diğer bir adına Sabriyel kilisesidir. Köyün tamamı süryani olduklarından kilise tam faal durumdadır.
Çağlayan Kilisesi
Cizre ilçesine bağlı Çağlayan Köyünde olup, köy tamamen boşalmış olduğundan faal değildir.
Dera Kilisesi
Şırnak Meşeiçi köyüne bağlı Dara mezrasında olup, mezranın tamamen boşalması nedeniyle faal değildir.
Maraday Kilisesi
İdil ilçesi Başak köyünde bulunmaktadır
13 Mayıs 2011 Cuma
Şırnakın Tarihi Mekanları: camiler. kaleler. surlar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder